Sandalyede Namaz Kılmanın Doğru Yöntemleri

Namazda kıyam, yani ayakta durmak, farzlar arasındadır. Ancak, ayakta durmaya, rükû yapmaya veya secdeye gitmeye güç yetiremeyenler için İslam, kolaylıklar sunmaktadır. Mazereti bulunan kimselerin oturarak veya yatarak namaz kılması dinen caizdir ve bu konuda gereksiz tepkiler vermek doğru değildir.

Özellikle son dönemlerde sandalyede namaz kılma konusunda bazı sert yorumlar yapılmış olsa da, bu yaklaşımın isabetli olmadığını belirtmek gerekir. Mazereti olan bir kimseye ağır sözler söylemek, dinin ruhuna aykırıdır. Birçok kişi, bu duruma düşmeden önce yanlış algılara sahip olabiliyor.

Efendimiz (s.a.v.) bu konuyu net bir şekilde açıklamış ve imkânlar dâhilinde namazın kolaylaştırıldığını bildirmiştir. Ayakta durabilen ancak secde yapamayanlar için şu yöntem izlenmelidir: Namaza ayakta başlanır, ardından tahiyyatta oturur gibi oturulur, rükû işaretle yapılır ve secde tam olarak eda edilir. Secdeden kalkıldıktan sonra kişi, ellerini bağlayarak kıyamdaymış gibi devam eder.

Bu uygulama, secde yapabilen fakat ayakta durmakta zorlanan kimselerin hem farzı hem de kolaylığı yerine getirmelerini sağlar.

Kişi secdeye gidemiyor veya dizlerini kıramıyorsa, ayaklarını kıbleye uzatarak namaz kılabilir. Bu durumda rükû için baş biraz eğilir, secde için ise daha fazla eğilerek işaret yapılır. Hanefî mezhebine göre, secde yapamayan kişilerin namaza ayakta başlama zorunluluğu yoktur. Bu nedenle kişi oturduğu şekilde tekbir alır, ellerini bağlar ve işaretle rükû ve secde yaparak namazını tamamlar.

Sandalyede namaz kılma meselesi zaman zaman tartışmalara konu olmaktadır. Mazereti olmayan bir kişinin sandalyede namaz kılması doğru değildir. Ancak gerçekten oturamayan, dizlerini bükemeyen veya yerden kalkamayan kimselerin sandalyeyi kullanmasında dinen bir sakınca yoktur. Diyanet, bu konuda düzenlemeler yaparak yanlış uygulamaların önüne geçmiştir.

Camilerde geçmiş yıllarda sabit sandalyelerin bir sıra halinde dizildiği görülüyordu. Ancak doğru olan, kişinin sandalyesiyle birlikte safa katılmasıdır. Sandalyenin omuz hizasına göre yerleştirilmesi gerekmektedir. Bazı kişiler sandalyeyi safın gerisine koyarak ayaklarını saf hizasına getiriyor, bu da arkadaki kişilerin secdede zorlanmasına yol açıyor. Oysa safta ölçü ayak değil, omuz hizasıdır.

Yere oturmaya gücü yeten kişi için yerde kılmak daha faziletlidir. Dizlerinde ileri seviye sıkıntı olmayan, bağdaş kurabilen veya ayaklarını uzatıp oturabilen kimselerin tabureyi hemen tercih etmesi doğru bir yaklaşım değildir. Ancak mazereti olan kişilerin sandalyede namaz kılmasının caiz olduğu ve kişiye zorluk çıkarılmaması gerektiği özellikle belirtilmektedir.

Sonuç olarak, namaz, müminin en önemli ibadetidir ve dinimiz kolaylık üzerine inşa edilmiştir. Ayakta duramayanın oturarak, oturamayanın işaretle namaz kılabilmesi ilahi merhametin bir tezahürüdür. Kişi gücü yettiği ölçüde ibadetini yerine getirir ve gerisi Allah’ın rahmetine kalır. Allah Teâlâ hepimize ibadetlerimizi en doğru şekilde eda edebilme imkânı nasip eylesin.

Yorum gönder

You May Have Missed